Bu yazılanlar çocuk ve genç yaştakiler için uygun değildir.
1.Jeffrey Allen Barney
Jeffrey Allen Barney – Sessiz Son
Jeffrey Allen Barney, 1 Mart 1958 yılında Ohio’da dünyaya geldi. Zor bir çocukluk geçirdi, ailesiyle
üyeleri ile mesafeli olduğu biliniyordu. Gençlik yıllarında küçük suçlar ve hırsızlıklar yaptı. Hayat
boyunca istikrarlı bir birey ya da düzene sahip olamadı. Bir dönem, insanlara yardım etmeyi görev
edinmiş bir papaz, ona yeni bir balangıç yapması için destek olmuştu. Ancak bu yardım, trajik bir
şekilde kötüye sonuçlanacaktı.
1981 yılının Kasım
ayında, Teksas’ın Pasadena kentinde, papaz Ruby Mae Longsworth evinde
boğularak öldürüldü. Cinayet sonrasında
yapılan incelemeler, kadnın hem saldırya uradığnı hem de
boğularak hayatını kaybettiğini gösterdi. Kısa
süre içinde suçlu olarak Jeffrey Allen Barney
yakalandı. Olay yerinde kurbanın kredi
kartlarına ve arabasını kullandığına dair kanıtlar bulundu.
Dava boyunca Barney, suçu reddetmedi ancak
psikolojik sorunlar ve geçmiteki travmalarını öne
sürdü. Buna rağmen jüri, onu arlatrlm cinayet
(capital murder) suçundan ölüm cezasına mahkûm
etti.
Yıllar süren temyiz süreçlerinden sonra, idam
tarihi 16 Nisan 1986 olarak belirlendi. O gün
geldiğinde Jeffrey Allen Barney, Huntsville
Hapishanesi’nde son gününü sakin geçirdi. Hapishane
kayıtlarına göre son yemeğinde kızarmış tavuk,
patates püresi, gravy sosu ve tatlı olarak bir dilim elmalı
turta istedi. Sessizce yemeğini bitirdi ve
idam odasına alındı.İdam
odasında kendisine son söz hakkı verildiğinde,
Jeffrey Allen Barney kısa ve sade bir şekilde
konuştu. Söylediği son söz şuydu:
> “Tanrı beni affetsin. Ailelere huzur
diliyorum.”
Bu sözlerden sonra, ölümcül enjeksiyon verildi
ve Jeffrey Allen Barney saat 00:23’te hayatını kaybetti.
Onun hikâyesi,
insanın kendi karanlığı ile mücadelesinin en karanlk örneklerinden biri olarak
kaldı. Bir
papazın merhametiyle başlayan ikinci bir şans,
sonunda trajik bir ihanete dönüşmüştü. Jeffrey Allen Barney’nin yaşam, suçun ve pimanlığın kesiştiği bir sessizlikle son buldu
2.Gerald Lee Mitchell
17 Yanda Cinayet, 33 Yanda dam: Gerald Lee Mitchell’in Hikâyesi
Houston, Teksas – 22 Ekim 2001.
Amerika Birleik Devletleri’nin Teksas eyaletinde idam edilen 33 yaşındaki mahkûm Gerald Lee
Mitchell, suçu işlediğinde henüz 17 yaşındaydı. Mitchell’in adı, genç yaşta işlediği cinayetler ve aldığı ölüm
cezası nedeniyle uzun yıllar boyunca tartışmalara konu oldu.
Gerald Lee Mitchell, 27 Aralk 1967’de dünyaya geldi. Zor bir çocukluk geçirdi. Ailesinin maddi
durumu kötüydü, annesi hastaydı ve genç Mitchell, kısa sürede suça karışan bir çevreye girdi. Henüz
14 yaşındayken uyuturucu kullanmaya başladı, okuldan uzaklaştı ve küçük hırsızlık olaylarına karıştı.
1985 yıılnın Haziran ayında Houston’da işler geri dönülmez bir hâl aldı. O gün, 20 yaşındaki Charles
Marino ve genç bir arkadaşı, küçük miktarda marihuana almak için Mitchell ile buluştular. Mitchell’in
yanında kısa namlulu bir pompalı tüfek vardı. Onlar silah zoruyla bir eve götürdü, paralarını aldı ve
ardından ateş etti.
Marino olay yerinde hayatını kaybetti, arkadaşları yaralı olarak kurtuldu. Aynı gün
içinde 18 yaşındaki Hector Manguia adlı başka bir genç de Mitchell tarafından vurularak öldürüldü.
Yakalandığında Mitchell sadece 17 yaşındaydı. Mahkemede, çocuk yaşta olması ve zihinsel
kapasitesinin düşük olması öne sürüldü. Ancak jüri, bu savunmaları dikkate almadı. 1986 yılında
“nitelikli cinayet” suçundan ölüm cezasına çarptırıldı. Diğer iki saldırıdan dolayı da uzun hapis cezalar
aldı.
Yıllar süren temyiz başvurularına rağmen karar değişmedi. İnsan hakları örgütleri, “18 yaşından küçük bir
suçluya ölüm cezası verilmesi uluslararası hukuka aykırıdır” diyerek idamın durdurulmasını istedi. Fakat
Teksas Yüksek Mahkemesi infazın önünde bir engel görmedi.
Ve tarih 22 Ekim 2001’i gösterdiğinde, Huntsville Cezaevi’nde idam günü geldi. Mitchell, ölüm
hücresinde son yemeğini seçti. Cezaevi kayıtlarına göre, son yemeği sadece bir torba Jolly Rancher
şekerlemesiydi. Herhangi bir sıcak yemek, içecek ya da özel menü talebinde bulunmadı. Sessizdi,
sakin görünüyordu.
İdam odasına götürüldüğünde kendisine son söz hakkı tanındı. Mitchell, infaz odasındaki mikrofon
araçlı ile hem kurbanın ailesine hem de kendi ailesine seslendi.
Sözleri öyleydi:
> “Yaşattığım acı için üzgünüm. Aldığım hayat için üzgünüm. Tanrı’dan bağışlanma diliyorum ve sizden de
aynı şeyi istiyorum.”
Ardından ailesine dönerek şunları söyledi:
> “Ailem, her birinizi seviyorum. Güçlü olun. Sevgimin her zaman sizinle olduğunu bilin. Benim için mutluluk
gözyaşları dökün, yaşamaya devam edin."
Bu cümlenin ardından infaz bağlandı. Saatler 00.32'yi gösterdiğinde, Gerald Lee Mitchell resmen ölü ilan edildi.
Mitchell'in ölümü, ABD'de genç yaşta işlenen suçlara verilen ağır cezalarla ilgili tartışmalar yeniden
gündeme taşındı. kimilerine göre Mitchell, işlediği suçun bedelini ödedi. Kimilerine göreyse, toplum çocuk
yaşta suça itilen bir genci idam ederek ikinci bir hata haptı.
Gernald Lee Mitchell'in adı, Amerikan adalet sisteminin gri alanlarından biri olarak tarihe geçti.
1932'de doğmuştur ve sağlık sorunları vardır. Ailesinden bazı kişiler ard arda ölümler görülmüştür ve
yapılan otopsilerde hepsinde bir ortak nokta vardır. Bu ortak nokta ise arsenik zehirlenmesidir. Arsenik
zehirlenmesi; ağız yoluyla alınan arsenik tuzları, solunan arsenik buharı veya deriden emilen arsenik ile
ortaya çıkar.
En sonunda Velma'nın erkek arkadaşı da aynı sebep ile ölünce soruşturma açılır ve bunun üzerine Velma
tutuklanır. 2 Kasım 1984 yılında zehirli iğne ile idam edilen Velma'nın son sözü
"Hiç küskün değilim, hiç kırgınlığım yok" olmuştur. İstediği son yemek ise Cheese Doodles isimli cips ve
bir kutu kola olmuştur.
Bu idamda zehirli iğnenin içinde arsenik vardır. Yani bunca yıldır öldürdüğü kurbanları ile aynı zehrin tadına
bakmıştır.
1883 yılında Almanya'da doğan suçlu çocukluğunda şiddete ve hakarete maruz kalmıştır. Çok küçük yaşta
hayvanlara eziyet etmeye başladı ve hırsızlık, saldırı gibi suçlara karıştı. 9 kişiyi öldürdüğü,
7 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettiği biliniyor
Kurbanları öldükten sonra onların kanını içtiğini ve bundan zevk aldığını belirtmiştir. Bu nedenle
basın ona vampir adını vermiş ve o Düeldof Vampiri olarak anılmaya başlanmıştır. 1931 yılında giyotin ile
idam edileceği sırada son sözlerinde idam edildiğinde başının kopmasının nasıl bir duygu olacağını merak
ettiği ve birkaç saniyelik bilincin nasıl olacağını merak ettiğini dile getirdi. İdam edilmeden önce de
patates kızartması ve shinitsel istemiştir.
1961 yılında doğdu. Zihinsel engelli olduğuna dair raorları vardır. 23 yaşındayken bir cinayet suçu ile suçlandı.
Onun aleyhine çok delil yoktu, görgü tanıkları yoktu. Willams sorgularken haklarının ihlal edildiği, zorla itiraf
edildiği de iddia edildi. Williams siyahi olduğu, tüm jüriler de beyaz olduğu için kısa süre içerisinde ırkçılık
nedeniyle suçlu bulundu. 1925 yılında idam cezasına çarptırıldı ama idam edilmesi 14 yıl sürdü. Bu 14 yıl içerisinde
itirazlar yapıldı ama sonuç değişmedi.1999 yılında zehirli iğne ile idam edilmeden önce 10 tane farklı markanın
çikolatasını istedi.
(Resmi Yok)
6.Robert Anthony
Madden
( Son yemeğini bir evsize verilmesini istedi.
Bu arzusu yerine getirilmedi)
Eylül 1985'te 56 yaşındaki Herbert Elbert
Megason ve 22 yaşındaki oğlu Don Gary Lynn Megason'un
vurularak/bıçaklanarak
öldürülmesinden hüküm giymiş. Kurbanların bedenleri bağlanıp üzerlerine
çalılar yığılmış, küçük bir dereye
bırakılmıştı.
Son Sözü:
“Evet efendim,
ediyorum. İşte buradayız. Kaybınız ve acınız için özür dilerim, ancak o
insanları ben öldürmedim.
Umarım hepimiz
kendimiz ve birbirimiz hakkında bir şeyler öğreniriz ve nefret ve intikam
döngüsünü durdurmak
için yeterince şey öğreniriz ve bu dünyada
gerçekten olup bitenlerin değerini anlarız.
Geriye bakamayız.
Yanlış gibi
görünen bu süreç için herkesi affediyorum. Hepimiz sonunda kendi yarattığımız
deneyimleri yaşıyoruz.
Bu konuda
söylemek istediğim tek şey bu.”
Ölüm Nedeni:
(Mayıs 1997)(34 yaşında) Teksas Eyaletinde Zehirli Enjeksiyonla İnfaz Edildi.
7.James Edward
Smith
Bir tabak toprak istemiş.
1952 doğumlu
ABD'lİ bir katildir. İstediği bir tabak topraktan dolayı çok dikkat
çekmiştir.Smith, Rohus'u
öldürmekle
suçlandı ve kefaletsiz tutuldu. Yargılamasının jüri seçimi aşamasında Smith
kaçmaya çalıştı ve
adliyeden kaçtı. Birkaç blok ötede bir HPD
memuru tarafından yakalandı. 5 Nisan 1984'te Smith, ağır cinayetten
suçlu bulundu ve Harris County jürisi
tarafından ölüm cezasına çarptırıldı. 26 Haziran 1990'da (37 yaşında)
zehirli iğne ile
ABD de infaz edildi.
8.George Stinney Jr
Tarihteki idam edilen en küçük yaştaki çocuktur. Daha 14 yaşındayken sırf en son evinin bahçesinin
yakınlarında iki tane kız çiçek toplarken görüntülendiği için idam kararı çıkmıştır. İki tane beyaz kız, en
son George'nin bahçesinin yakınlarında çiçek toplarken görüntülenmiştir ve bu iki kız ortadan kaybolmuştur. George
evde yanlızken polisler onu tutuklamıştır.
O zamanlarda ırkçılık çok yaygın olduğu için kimse kanıtlara veya tanıklara bakmadan onu yargıladılar.
George'nin kendini savunacak bir avukatı ya da ailesi olmadığı için idam kararı çıktı. Mahkeme tam 10 dakika sürdü.
Bir anlatıma göre George idam edilmeden önce sadece 1 bardak süt istemiştir. Hatta idam kararı elektrikli
sandalyede idam edilmek olduğu için elektrikli sandalyeye oturtulmuştur. Sorun şu ki elektrikli sandalyeler
küçük çocuklar için tasarlanmamıştır yani George o sandalyeye uyum sağlayamaz. Ama mahkeme o kadar kararlıdır
ki George'un altına bir kaç İncil koyarlar ve boyunu yükseltirler. Bu olaydan sonra tam 2014 yılında
George'nin suçsuz olduğu anlaşılır.
Belki şuan Dünya'da bu kadar fazla bir ırkçılık yok ama bir dönem bu ırkçılık cidden fazlaydı ve George
gibi binlerce kişi suçsuzken suçlu bulundu. Dememiz o ki yaşadığımız çağın kıymetini biz bilmezsek başka kimse bilmez.
Bade VATANSEVER
Hamza Ali GÜLER
Zeynep Güler
Mustafa Onur DENİZ
Osman ÖZEN